Bu Blogda Ara

Sayfalar

29 Şubat 2024

Bir Güzel Hikâye

 Bir geçmiş hikâyenin anatomisidir bugünkü okuyacaklarınız.
Yine her zamanki gibi Dünya üzerinden silinip giden bir güzel günün anısını anlatmağı ben pek istemiyorum ama bunu yaşayan bir kişi ısrarla istedi.


Bugün dört yılda bir gelir, her geldiğinde de iki gün geriye atlar, yani bu yıl Pazar'a geldiyse dört yıl sonra Cuma olacaktır.
Zaten ne olduysa işbu kutlu günün Pazar gününe denk geldiği İkibindört yılında oldu.
O günü arkadaşlarıyla toplanıp bir büyük müsabakaya tanık olan bir danışan ve bunu yazmamızı isteyen şahıs o günden beridir her Yirmidokuz Şubat gününde arkadaşları tarafından ekiliyor.


Bu kişi o günü de arslinda ekilmişti ama o günü yanında mutlu olabileceği bağzı karşı cinslerden birilerinin de ortamda olmasını belki üzüntüsünü hafifletici sebep olarak görüyordu.
Dahası ara sıra baktığı müsabakanın kazanılması her şeyi unutturmuştu.


Hayat çok kişiye mıtlılık getiriiyorduysa bile kalan bağzılarına sonsuz bir hüzün getiriyordu, dahası bu hazin günler sonraki yıllarda daha da artarak devam edecekti.

24 Aralık 2023

Geyikli Uçak

Yapay zekâ hepimizin hayatlarına girdi gireli karşımıza çıkan en ilgi çekici video buydu.
Çok yakında mâlum-u âliniz yepisyeni bir yıl olan İkibinyirmidört sayılı yıla gireceğiz ama biz mi yıla gireceğiz yoksa yeni gelen yılın mı bize gireceği çok bilinmeyenli denkilem olduğundan işbu mevzuat-ı umumiye hakkındaki düşüncelerimizi önümüzdeki zaman gösterecek bize
Efenim aşağıya eklediğim videoda da temaşa eyleyebileceğiniz üzere yeni yılın armağanları bir adet geyikli uçakla bilinmeyen bir havalimanından yola çıkmış bulunmakta ve çok yakın zaman zarfında evlerinize gelecek.


Bu arada çok önemli bir konu daha var ki yeni yıla girdiğimiz akşam bu akşam değil, daha eski yılın bir haftası daha var yaşanması gereken.
Ancak dünya artıkım yeni gelecek olan yılın havasına şimdiden girmekten geri kalmağı başaramadı.


Bakalım baımıza başkaca nler gelecek?

12 Aralık 2023

Ratp Kedisi

 Bizler genellikle böyle bir manzarayı Şehr-İstanbul'da görmeğe alışkınız.
Çünkü gerek Marmaray'da olsun gerek Vaporlarda olsun gerekse Metrolarda olsun bizim Miyav Şeyler turnike üstlerinde bizim güvenliklerimizi insanlardan çok daha iyi sağlamaktadırlar.


Ancak birkaç zaman önce buradan kilometrelerce uzaklarda bir yer olan ve birkaç burnu havadaki kalantorların gidebildiği ama Prinstaram'dan gördüğüm kadarıyla o kadar da kötü olmayan Paris'in bir Métro istasyonunda bir adet kedinin turnike üzerinde oturduğu resm-i şerifi oranın ulaşımından sorumlu olan Ratp'nin sayfasında gördü ben.
Aynı sayfada yazdığına göre Parc de Saint Maur istasyonunda birilerine poz vermiş.

02 Aralık 2023

Ada Lodosu

 Mâlum-u âliniz mevsim biraz Kış'a doğru yaklaşmakta, her ne kadar Kocakarı Takvimi henüz tam olarak sokmasa bile bugün Biz Üç Muz olarak birlkte gördüğümüz ve sizin de biraz sonra temaşa edeceğiniz resm-i şerifte vaporumuz denizdeki dalgaların içinde gidebilmeğe çalışıyor.


Kim bilir vaporun içindekilerin mideleri nasıl da bulanıyordur?
Eğer aşağıdaki kısacık videoyu izlerseniz ne demek istediğimizi daha iyi anlayabilirsiniz.


Ben sizlere bir zamanlar Marmara Okyanusu diye bir tabiri boşu boşuna kullanmamıştım, yıllar sonra bile olsa resimli videolu ispatını da getirdim.
İsteyenler onüç yıl önceki yazımı bulup okuyabilirler ki bağlantısı bir önceki cümlede mevcut.
Madem buraya Lodos geldi ve görüntüsünü de kaydettirdi, bizlere de izlemesi düştü. İyi seyirler canlarım.

01 Aralık 2023

Brüksel Noël Tayöm

Hayat her zaman olduğu gibi bütün dünyada devam ediyor.
Geçtiğimiz yılların birinde Evrupa'nın kültür başkenti olmuş olan lâhanalarıyla ünlü Bırüksel'de bile.
Bu akşam sizlere sanal dünya sayessinde bulduğum yılbaşı hazırlığı ressm-i şerifini paylaşmak istiyorum.


Son birkaç zamandan beridir Yılbaşının hazırlıkları her yıl olduğu gibi devam ediyor.
Kara Cum'a tantanaları bitti imdı Noel tantanaları başlıyor.
Gerçi bu süslemeler de fena sayılmıyor çünkü en azından cadde ve sokaklar geceleri biraz olsun aydınlanıyor.

29 Kasım 2023

Günlük Yağmur Yummi

Ne yağıyor bugün bu Yağmur?
Hani bütün yıl yatmış uyumuş da zamanı dolarken son dakikada derslerini çalışmağa uğraşarak sınıfını geçmeği hayâl eden bir öğrenci gibi.
Bu mevsim böyle bir yağmuru biz üçünç kez temaşa edebilmeğe çalışıyoruz.
Tabi bir de caddelerin pisliklerini yıkayan sularla Şehr-İstanbul'un barajları da yavaş yavaş doluyor çok şükür.


Korkmayın sevgililer ki Çarşamba'yı sel almadı ve ben bir yar sevdim eller de almadı, ama Şehr-İstanbul'un barajları birazcık su aldı.

26 Kasım 2023

Kahve Dünyası Çamı

Şurada bir ay kadar zaman kaldı Yılbaşı kutlamaları için.
Tabi her yerde süslemeler de başladı ki bunlardan biri Kahve Dünyası içinde resm-i şerifini temaşa ettiğiniz Çam ağacı olmak var.


Şurada daha dün gibi karşıladığımız İkibinyirmiüç Yılı da sona erip bizim ömürlerimizden gitmek üzere olduğu hakikât-i şerifini de gözden kaçırmamak gerekiyor.
Biz yaşayanlar için en önemli konu geçip giden ömrümüz ve boşa geçen zamanımız.
Bir gün gelecek ve hepimiz başlarımızı taşlara vuracağız.

25 Kasım 2023

Sephora Treni

Daha önce de yazmışlardı ki bizim görgü fakiri Sephora bir Marmaray Treni olan E-32.018 filo kodlu beş vagonluk katara reklâmını vermiş.
Bu akşam sizlere ahanda bu trenin resm-i şerifini paylaşmak istedik biz Üç Muz olarak.


Artık tren yolunun geçtiği bütün semtlerde oturanlar bilecekler ki yüzlerini boya küpüne sokabilecekleri bir mekân daha açıldı.
İşbu yeni açılan boya küpü dükkânında yüzlerini soktukları boya küplerinden sonra külotlu çorap değiştirir gibi sefkilı değitirme faslı başlamıştır.

08 Kasım 2023

Bostancı Treni

Bir resim işte böyle parlatılır.
Bazı zamanlarda hepimiz resim çekeriz.
Ancak çektiğimiz bu resimler genelde pek dikkât etmeden rast gele çektiğimiz ama sonrasında beğenmeyerek sildiğimiz resimlerdir.
Özellikle de kendini bir hâlt sanan Üçhârfliler bunu daha sık yaparlar.
Çünkü ne de olsa eski filimli makineler artık yok, her şey telefona bile sığdırıldı.
Esasında konu resim çekmekle de alâkalı değil, resmi herkes çekebilir.


Önemli olan o çekilen resmi düzenleyip güzelleştirebilmektir.
İmdı ahanda yukarıda düzenlenmiş ve güzelleştirilmiş bir Hızlı Tren resmini görmektesiniz.
Bununla birlikte bir de alt tarafındaki resme bakın bakalım.


İşbu temaşa ettiğiniz iki adet resm-i şerifin arasındaki elli adet farkı bulmağa çalışmayın çünkü yok.
Her iki resim de aynı resim.
Tek bir fark var aralarında: Alttaki ham hâli, üstteki Prinstaram'a konmuş hâli.
Unutulmamalıdır ki bugün çekilen resimler yarına belge olacaklardır.


Bu yazımızda gördüğünüz tren Karaman'dan gelen ve Halkalı'ya giden hızlı trenimizdir.

04 Kasım 2023

Gece Yağmurunun Güzelliği

 Bekliyorduk böyle güzel bir gece yağmurunu.
Cumartesi gecesi herkes sokaklardayken önce bir gökten ışık belirdi, sonra kulaklarımızda şiddetli bir ses yankılandı.
Daha sonra gökten damlalar hâlinde, daha da sonra iğnelere benzer şekilde biraz üstlerimize su akıtıldı.
Derken o suların atılış sür'âti gittikçe hızlandırıldı.


Yağmurun bu vaziyette Şehr-İstanbul'a yağması ne yazık ki fazla fayda etmez, asıl yağması gereken yer suların depolandığı ve toplandığı havzaların üstleridir.

22 Ekim 2023

Adadaki Atıl İskeleler

 Bu seferki yazımızın konusu bir zamanlar İstanbul Deniz Otobüsleri'nin henüz İstanbul Belediyesininken Kınalıada Burgazada Heybeliada ve Büyükada'da inşa ettiği ancak satıldıktan sonra bir daha kullanmadığı atıl durumdaki iskeleleri olacak.
Bugün vaporla Adaya giderken işbu iskelelerin atıl vaziyetlerini konu etmeğe karar verdi ben.


İşte bu seferki yolculuğumun başı ve arka pilânda atıl durumda olan deniz otobüsleri ki bir zamanlar İstanbul Belediyesi'nindi ama birkaç yıl önce taşıtlar ve iskeleleriyle birlikte birine satıldı.
Çok istesem de peşkeş çekildiğini söyleyemeyeceğim çünkü işbu satıştan belediyeye gelen para biraz metro yapımında kullanıldı.
Esasında o yıllardaki satışa vaporlar da dâhildi ama belediye vaporlarımızı geri almağı başardı.


Tabi ilk olarak Kınalıada en ön sırada olmak var.
Ne de olsa Şehr-İstanbul'a en yakın ada olur kendileri.
Yaz mevsimi özellikle en fazla kalabalık burada iner.
İkindi vakti dönüşte bazen ek vapor kaldırılır.
Kınalıada hem nüfus hem de alan bakımından dördüncü büyük adadır ama Şehr-İstanbul'a en yakın birinci adadır.


Kınalıada'dan sonra vapor Burgazada'ya gelir.
Sanılanın aksine Turyol mopurları Burgazada'ya uğramazlar.
Genel olarak diğer adalardan daha sakindir.
Burgazada hem nüfus hem de alan bakımından üçüncü büyük adadır ama Şehr-İstanbul'a en yakın ikinci adadır.


Burgazada'dan sonra sırada Heybeliada vardır.
Gelirken gördüğümüz Değirmen Burnu ve adanın arkasında kalan Çam Limanı en ünlü yerleridir.
Heybeliada hem nüfus hem de alan bakımından ikinci büyük adadır ama Şehr-İstanbul'a en yakın üçüncü adadır.


Son olarak Büyükada'ya geliriz.
Vapordan inince sol tarafı Maden sağ tarafı Nizam olarak adlandırılır.
Büyükada'daki deniz otobüsü iskelesi Bindokuzyüzseksensekiz yılında, diğer adalarınki Bindokuzyüzdoksanyedi yılında hizmete girmiştir.
Büyükada hem nüfus hem de alan bakımından birinci büyük adadır ama Şehr-İstanbul'a en yakın dördüncü adadır. Tıpkı ism-i şerifi gibi, ayrıca Adalar ilçe merkezidir.

İmdı ben buraya bir anket yapmak isterim:
İşbu iskelelerin gelecekleri ne olsun?
A : Yıkılsınlar.
B : Bu iskeleleri Mopurcular (Dentur Avrasya, Mavi Marmara, Turyol) kullansın
C : Oldukları gibi kalsınlar ve görüntü kirliliği olsun
D : Kültür Merkezine dönüştürülsün
E : Kahvehane ve Yemekhane gibi Restoranta dönüştürülsün.

28 Eylül 2023

Ayfon Onbeş Tanıtımı

 Hayat bağzı konularda geç kalanları affetmiyor.
Bir zamanlar çok yeni bir ürün olan ve belki de Ayfon'un en kâliteli ve sağlam Cep Telefonu olan Ayfon Dört çoktan tarihin tozlu sergenleri arasındaki yerini almak zorunda kaldı.
Ayfon o günden beri her yıl yeni bir model çıkarttı, her çıkarttığı yeni modele de üç yıl kullanma ömrü biçti. Çünkü sağlam ürün çıkartsa zaten bol olan Sipâlilerine daha fazla Sipâli katamayacaktı.


Bu yıl Ayfonlar büyüye büyüye onbeşinci nesile ulaştı.
Daha sadece bir yıl önce çıkarttığı Ayfon Ondört'ün pillerini daha çabuk bitirtecek güncellemesini de belki birkaç haftaya çıkartacak.
Tabi daha eski modellerinin de kullanım ömrünü bitirmeğe niyetli.
Yeni telefonu çıkartmaz ve eskisinin kullanım hükmünü sonlandırmazsa Para kazanamayacak.


Daha da ilgi çeken durum ise sıkı durun açıklıyorum:
Bu yeni çıkan Ayfon Onbeş telefonu almak için "Millette para yok" dedikleri hâlkın önemli bir bölümü şimdiden sıraya girmiş vaziyette.
Kısacası ben hâlkımızda para olmadığı geyiğine pek katılamayacağım.
Zaten hâlkta Sipâli olmasaydı bu kadar Tomofil yollarda olmazdı çünkü otomobiller su yakmıyor ve burası Dubai değil.

22 Eylül 2023

Gökkuşağı Güzelliği

 Dünyamız bazen böyle güzel sürprüzler de yapar, hele böyle renk değiştiren Gökkuşakları bir harikadır.
Bugün bunlardan biri Prinstaram'a düştü, Biz Üç Muz'a da bu videoyu paylaşıp günlüklerimize eklemek vazifesi verildi.


Her ne kadar üzerinde gerçek olmadığı yazmaktaysa dâhi Emmarigiya gibi bir yerde gerçek olmaması imkânsızdır.

14 Eylül 2023

Unutulanların Buluşması

 Hani sizlere birkaç zaman önce 2008 eteketli bir öykü anlatmıştı ben.
Duydum ve okudum ki hikâyenin sonunu merak etmişsiniz. Korkmayın hadiseyi yaşayan şahıs filmin sonunu da anlattı bana.
Bana kalsa bu hikâyeyi hiç ortaya çıkartmazdım ve yayınlamamı isteyen kişiye kapumu sonsuza kadar kapatırdım ancak dünyada öyle fettan ve şeytana pabuçlarını tersten giydirmiş karşı cinsler var ki benim söylemeğe dilim varmıyor.


Bir ay bile sürmeyen ve başladığı gibi çabucak biten sevdalıklı ilişkilerinin üzerinden yaklaşık üç yıl geçmişti.
Kadın aralarındaki her şeyi unutmuş ama birbirlerini görünce yine de heyecan yapmıştı.
Delikanlı ise her ne kadar bir başkasını bulmuşsa da bulduğu kadın ona çok daha fazla acı çektiriyordu.
Önce oturup aradan geçen zamanlar zarfında başlarından geçenlerden bahsettiler.


Kadın yurt dışında iyi bir ünüversütede yüksek ehliyet eğitimine başlamıştı, özel hayatında da ailevi sorunlar vardı.
Delikanlı da ne yapsındı? Kızın arkasından yas tutacak değildi, sonuçta o yaşa onunla birlikte gelmemişti. Alt tarafı kadının yalan aşkına karşılık vermişti ve birkaç günlüğüne bile olsa sevgililiğin tadını almıştı.
Pişman mıydı? Arsla pişman değildi. Hem de kadının onu yara bandı mı diyelim yoksa kâğıt mendil mi bilmem ama birkaç günlük oyuncak gibi kullanıp köşeye atmasına ve delikanlının da bunu ezbere bilmesine rağmen.


Artık ayrılık saati geliyordu, vapora çok az zaman vardı.
Birlikte geçirdikleri son dakikaların daha da kötüleşmemesi ve ilerideki zamanlarda birbirlerini kötü hatırlamamaları için ikisi de bağzı sırlarını içlerine gömmüşlerdi.
O güzel ve Güneşli Pazar gününden sonra ne kadın delikanlıyı ne de delikanlı kadını aradı ve sordu, tıpkı Gülben Ergen'in bir şarkısında geçen şekilde birbirlerinin hayatlarından sade ve sadece geçip gittiler.
Tıpkı bir zamanlar Funda Arar'ın başka bir şarkıda bahsettiği şekilde sevdaları bir mektupla başlamış, zamanla günler geceden kurtulamaz olmuştu. 
Artık o yoktu, dolayısıyla delikanlı yalnız kalmağı öğrenecekti, kaybolmuş bir dilin sözcükleri gibi köksüz bağsız durabilmeği de öğrenmeliydi.
Ayrılırken sadece kuru bir el sıkışmayla vedalaşmak istedi bizimki, eğer daha ileri gitseler belki de bambaşka şeyler de yaşanabilirdi ama sadece Türkçe Lügat'te bulunan bir kelime-i şerif olan "Onur"a gölge düşürmemeliydi.


Ancak bindiği vapordan inene kadar gözlerinden akan yaşların miktarı o güne kadarki toplamından çok daha fazlaydı.
Ne kadar ağlarsa ağlasın bir türlü içindeki sevdayı sonlandıramamıştı.
Artık dünyevi ve cismâni hayatının sonuna kadar içinde yalnız başına taşıyacaktı, tıpkı Ajda Pekkan'ın yıllar yıllar önceki seslendirdiği şekilde onsuz yaşayacaktı yasak aşkını ve hiçbir zaman kapısını çalmayacaktı.


İmdı delikanlıya kaybolan yıllarını verseler ya da onunla bir ömür vaad etseler belki peşinden giderdi, ancak bağzı şeyhlerin dönüşü yoktu çünkü birkaç yıl önce beraberce ayrılmağa ve arkadaşça yollarını ayırmağa beraberce karar vermişlerdi.
Esasında ikisinin de birbirlerine pek hayırları yoktu ama bir hata yapmışlardı bir kez.
Gerçekleri görmeleri mutlaka lâzımdı çünkü ikisinin de başkaca çareleri yoktu.


Yarım kalmış hikâyeler genellikle güzel gelir insanlara, çünkü hem Adem oğlu hem de Havva kızı beşbin yıldır birbirlerinin huylarına uygun karşı cinsini arar durur.
Bazen tam da istediğini bulur ama o bulduğunun da bir başkasıyla madigudiliği mevcuttur.
Ya da bazen bir yeni heyecan aramak için başının bağlı olduğu kişiden biraz kurtulmak amaçlı bir başka karşı cinse sadece taşak geçmek için yazan bazı tipitipler de mevcuttur.
Ve bahsettiğim tipitiplerin sahte aşk masallarını gerçek sanan denyolar da mevcuttur.
Sonuçta ne olursa olsun ayrılık da sevdaya dâhildir, her seven sonunda derde düşecektir ve kaçınılmaz bir son olarak ayrılık kapılarını çalacaktır.
Ayrılık sonrası ise önce sigarayla başlar, sigara kesmezse nargileye kadar götürür.
Çünkü bu acıyı giden değil kalan çeker, unutmak için de bağzı oyalayıcı bir şeyhler arar.


Ancak eğer vaziyet bu noktalara kadar geldiyse bir sorun var demektir.
Çünkü bu noktadan sonrası için bir tedavi yöntemi henüz bulunamadı, sadece bazı büyüklerimiz çivinin çiviyi sökebileceğini iddia ederler ama o içeride bir kırıntı muhakkak kalmıştır ve günün birinde bir şekilde ortaya çıkacaktır.


Bu okuduğunuz ve tefrikaya dönüşen ilişkide iki taraf birbirine kavuşsaydı ne olurdu?
Gerçekten mutlu olabilirler miydi, yoksa bir süre sonra daha da fena ayrılık çanları mı çalardı?

06 Eylül 2023

Penguen Kitap Kahve

 Bizlerin zamanında genç olanlar Mükremin Abi'nin "Kütüphânedeki Kalın Kalın Kitaplarla Ders Çalışmak" deyimini bilirler.
Her ne kadar isbu lâfz-ı şerif Hayat Bilgisi dizisinin bir bölümünde de kullanılmış dâhi olsa Biz Üç Muz olarak Delikanlı Mükremin'e saygısızlık yapamayız, çünkü ne de olsa "Hoca'nın Camide Olduğu" Hayat Bilgisi derslerinden yetiştirildik.


Ancak bugün gummilenmekte olduğum Türk Kahvemsinin mâliyeti tamı tamına Elliyedimilyon Türk Lirası olduğunu paylaşmağa mecburum.
Eğer şu dükkânda kitaplar olmasa ve İnternet de olmasa essahtan değecek bir ücret değil ama bu kadar saat oturmağa birazcık yetebilir ama arsla Türk Kahvemsinin sahici tadını vermiyor.


Yukarıda da temaşa ettiğiniz gibi Bindokuzyüzseksenbeş Yılından beridir hayatlarımızda olan Katma Değer Vergisi Fişi sanırım gerçekleri açıklar size.
Yapılacak fazlama bir şey de namevcud, ya bu deve güdülecek ya da bu diyardan gidilecek.