Bu Blogda Ara

Sayfalar

26 Ağustos 2011

Dokuz Gün

Biz çalışanların gözleri genelde tatillerde olur. Hele özellikle de çalıştığı işten fazlama memnun olmayan ben ve bazı arkadaşlarım gibi ...
Bir hata sonucu Çarşı gibi bir pisliğe düşmüşüz ... Kuyu çok derin, ama mutlaka bize ulaşacak kadar uzun bir halat vardır ... Buna o kadar eminim ki bir gün mutlaka birileri bu uzun halatı atacaklardır bize herhalde galiba sanırsam :-)

Neyse, geçenlerde Başvekilim açıkladı:
"Bayram Tatili Dokuz Gün"
Bu açıklamayla Bayram Tatilimiz dokuz güne çıktı sonunda :-)) Bu yorgunlukta büyük müjde :-))
Arefe günü yarım gün ve Bayram sornasındaki bir gün idari izinli sayıldı kamu çalışanları, ama bu izinler özel sektöre yansımıyor, bankalar açık olucaklar :-((

Ben de biraz önce çarşıyı ardımda bıraktım ... İnşallah bir gün sonsuza kadar bırakıcağım ... Koskoca Dokuz Gün boyunca bir salise bile düşünmiyeceğim çarşıyı, işi, patronu, komşuları falan filan feşmekan :-))
Zaten herkes tatile çıktı, benim onlardan neyim eskik?
Telefonumu da kapattım, arayan istediği kadar arasın, bulamaz beni nasıl olsa ... Umrumda da değil açıkçası, ne halleri varsa görsünler, ben yokum :-))

Kısacası, hade kalkın arkadaşlar, kalbimiz ve kafamız nereye istiyorsa oraya gidip gittiğimiz yerlerin altlarını üstlerine getirelim :-))

Herkese İyi Tatiller

25 Ağustos 2011

Davetiye-i Rezilliye

!!! Son Dakika !!!
Uefa'dan Trabzon Spor Kulübü'ne:
"Bir maniniz yoksa sizi Şampiyonlar Ligi'ne bekliyoruz."

Fenerbahçe'nin büyüklüğü yalnız Türkiye sınırları dahilinde değil, artıkım Evropa'da bile ses getiriyor ... Baksanıza, alnımızın ak terinin son damlasına kadar çatır çatır hakkımız olan Şampiyonlar Ligi'ne katılmayalım diye Acil Masası harekete geçmiş ... Bizim yerimize kendilerine de şaibe bulaşmış olan Trabzon gidiyormuş ... Hatta Michel Platini bile özel altın yaldızlı davetiye bile göndermiş kendilerine ...

Biz de öyle anüse böyle penis misali, madem siz öyle istediniz, bu yıl Şampiyonlar Liginde destekleyeceğimiz takımları ve destek tarihlerimizi açıklıyoruz :

14 Eylül 2011 : İnter Milan
27 Eylül 2011 : Lille
18 Ekim 2011 : Cska Moskova
2 Kasım 2011 : Cska Moskova
22 Kasım 2011 : İnter Milan
7 Aralık 2011 : Lille

Bu arada, Uefa'yı da zamanında AC Milan'a ve Juventus'a yapamadığını Fenerbahçe'ye yaptığı için ağır bir protesto ediyoruz ... Hade bizim İnokta Federasyon yapıyor da koskocaman Uefa'dan beklemezdik bunu açıkçası amk.

23 Ağustos 2011

Evlen Diye Tutturan Arkadaşlarım İçin

Yaşınız benimki gibi yolun yarısına eriştikten sonra sürekli duyduğum bir cümledir bu, netekim uzun uzun da yazmışımdır:
"Ne zaman evleneceksiniz?"
İki aylık ilişkiniz devam ederken de, uzun süreli ilişkiniz çalkalanırken de duyabilirsiniz bu cümleyi. Çünkü bu cümleyi duymak için hiç bir şart yoktur, sadece bekar olmanız yeter. Bir düğüne yalnız giderken bilirsiniz ki, "Ahh canıımm darısı başına!", sevgilinizle giderken de "E hadi sıra sizde!"ye maruz kalacaksınız. Kaçış yok!


KANEPEMİN YERİ
Şimdi eğri oturup doğru konuşalım. Evli olanlara da, olmayanlara da, evlenmeyi isteyenlere de, evlilikten kaçanlara da saygım sonsuz. Kim ne isterse, nasıl isterse öyle yapsın değil mi? Ama bana "Evlen" diyen sevgili dostlar (özellikle kadın olanlar), şunları bilmeyeniniz var mı:
Evliyseniz aileler her işinizin bir parçası oldukları idrakiyle hayatınıza her türlü müdahaleyi etme hakları olduğuna canı gönülden inanır. "Kızım şu kanepeyi bu tarafa çevirsen daha iyi güneş alıyor orası"... Hııı?
Bekarsanız evinize sizin isteğiniz dışında misafir gelemez. Kanepenizin yeri de tamamen paşa gönlünüze bağlıdır.


AKŞAMA NE YİYECEĞİZ?
Evliyseniz saat 18:00 veya 19:00 gibi kocanızdan gelen telefondaki diyaloğun son cümleleri şunun gibidir:
"Akşama ne yiyeceğiz?"
İşyeri stresi bitmeden "Ne pişireceğim, yeterli malzeme var mı?" stresi sarıp sarmalar sizi ...
Bekarsanız eve gider gitmez uyuyup gece yarısı kalkarak www.yemeksepeti.com'a dadanmak, telefonla sipariş vermek, evde ne varsa onları didiklemek tamamen keyfinize bağlıdır.
Evliyseniz bazı mecburi misafirleriniz olacaktır. Onlara hazırlıklı olmak için buzluk ağzına kadar dolu olmalı, ev daima derli toplu, tertemiz olmalı, terlikler, atıştırmalıklar, aperatifler hazırda beklemelidir. Çocuklu misafirler için oyalayıcı birkaç oyuncak, yatıya kalma potansiyeli olan misafirler için ekstra çarşaf, yastık, havlu (bu liste uzar gider) bulundurulmalı.


MİSAFİR OL GEL BANA
Bekarsanız gecenin bir vakti tek bir telefonla bir şişe şarap eşliğinde eğlenceli bir arkadaş kapınızda olabilir. Evde iyi bir peynir veya meyve varsa, bir de iyi birkaç DVD varsa zaten her şey OK'dir. İsteyen istediği yerde uyuyabilir. Salonda uyuyakalmakta da sıkıntı yoktur.


KAYIP ÇORAPLARIN GİZEMİ
Evliyseniz kendi dolabınızın düzeni kadar kocanızınkinden de sorumlusunuz. Özellikle kaybolan çorapların hesabını verecek, en sevdiği gömleğinin (ki bu her hafta değişir) nerede olduğu (ki kirlidedir) gecenin bir vakti aklına gelen bu adamı toparlamak zorunda olacaksınız. Çoraplarını başucuna çıkarıp bırakan, kendi bornozunun bile yerini bilmeyen yetişkin görünümlü bir çocuğun kılık kıyafetiyle ilgilenmek için başlı başına çelik gibi sinirlere sahip olmanız gerekir.
Bekarsanız eve gelir gelmez soyunup dökünmek, her şeyi o an fırlatıp atmak hakkı sizindir. Evet arkanızdan biri toplamaz ama siz onları canınız ne zaman isterse o zaman toparlarsınız!