Bu Blogda Ara

Sayfalar

26 Eylül 2017

Atatürk Havalimanı Uçak Günlüğü - 26 Eylül 2017

Bugün bir sürü uçakla birlikteyiz. Çektiğim resimlerden en güzellerinin sayısı biraz fazla.


İlk olarak Mısır'dan gelen SU-OCY kuyruk tescilli uçakla başlıyoruz paylaşıma.


Ve Mısır'dan misafirlerimiz hoş gelmişler. Ahanda tekerleklerini piste koydu.


Atatürk Havalimanı Kırmızı Kuyruk'suz olmaz. Bunun bilgilerini yakalayamadım ama diğer kırmızılarda biraz isim ve plaka bilgileri de olacak, az sabredin.
Plaka veya kuyruk tescilini tıklayarak uçakların nerede olduğuna dair bilgiyi de meraklısına Flight Radar 24 sitesi sunmakta.


Kırmızı Kuyruk'ların arasından gelen VP-BFG kuyruk tescilli Aeroflot uçağı.


Aeroflot Rusya'nın ulusal havayoludur. Resmi çektiğim zaman SU-2132 seferiyle Moskova'dan geliyordu.


Bu da TC-JVN kuyruk tescilli Beylikdüzü adı verilen Türk Hava Yolları'nın uçağı. Neredeyse binanın üstüne inecek gibi görünüyor ama göz yanılması. Bugün TK-2655 seferiyle Erzincan'dan geldi.


Bu da TC-JVP kuyruk tescilli Esenyurt adlı uçağımız. Resmi çekerken TK-1412 sefer sayılı uçuşuyla Constantine'den geldi.


Bu da TC-JVU kuyruk tescilli Sancaktepe adlı uçağımız. TK-418 seferiyle Moskova'dan geldi. Yazıyı yazarken de TK-1893 seferiyle Selânik'e gitmeye hazırlanıyordu.


Başka bir Kırmızı Kuyruk, ama tescilini okuyamadı ben.


Romanya'dan misafirimiz var. Misafir sayılmaz, her gün geliyor.


Ne yazık ki kuyruk tescili herhangi bir kesimde yazmıyordu, alttaki resmi büyütürseniz yazmadığını görebilirsiniz.


Bu da Romanya'dan geldi, Tarom. Bükreş'ten geldiğini tahmin ediyorum ama sefer kodu belli değil.


Bu da TC-JRB kuyruk tescilli Kırıkkâle uçağımız. Resmi çekerken TK-2715 seferiyle Kars'tan geldi, yayınlarken de TK-271 seferiyle Kişinev'e gidiyor.


Bu da TC-JYH kuyruk tescilli Of adlı uçağımız. Of Trabzon'un Rize'ye komşu ilçesidir.
Resmi çektiğim sırada TK-1552 seferiyle Hannover'den geliyordu, yazıyı yazarken de TK-1603 seferiyle Dar-Es-Salam'a gidiyor.


Ve olmazsa olmazımız Emirates EK-121 seferiyle Dubai'den gelmekteyken. Yine tam zamanında geldi.


İşte tekerleklerini piste koyduğu anın resmi, şu aradaki gri baca olmasaydı çok güzel olacaktı ama olsun, buna da çok şükür. En azından kuyruk tescilini okuyabilirdik.


Şimdi Emirates'ten sonra Onur Havayolları biraz abesle iştigâl oldu ama olsun uçağın forması olmaz.
Sâlimen kalkıp sâlimen insinler yeter.


Bu da Onur Havayollarının TC-OBS kuyruk tescilli uçağı. Resmi çekerken 8Q-573 seferiyle Moskova'dan geliyordu, yazıya dökerken de 8Q-158 seferiyle İzmir'e gitti.


Moskova'dan hoş geldi, kim bilir bize neler veya kimleri getirdi?


Bu da TC-JPL kuyruk tescilli Göreme adlı uçağımız. Resmi çekerken TK-1772 seferiyle Prag'dan geldi, yazıyı yazarken de TK-1787 seferiyle Kopenhag'a gidiyor.


Buradan sonraki resimlerde kuyruk tescillerini okuyamıyorum ama bir Kırmızı Kuyruk yine bir göz yanılmasıyla sanki binanın çatısına konacak gibi görünmüyor mu?


Bu da Atlas Jet'in bir uçağı.


Bu da nereden geldiğini bilmediğim ve biraz değişik bir uçak.


Bu resimde de tekerleklerini piste yerleştirirken. Biraz bulanık.


Amanin, davetsiz bir misafirimiz var. diğer uçakların aksine doğrudan doğruya kalkan uçakların kullandıkları piste kondu. Bana da bu anı ölümsüzleştirmek düştü.


Bu da PC-3306 seferiyle İzmir'den gelen Pegasus uçağımız. 


İşte tekerleklerini piste koymakta.
Şimdi bu kadar uçağı karşıladık, bonus olarak da iki tane uğurladığımız uçağın resmi:


İşte giden bir Kırmızı Kuyruk, nereye ineceğine dair en ufak bir malûmatfuruşum namevcud.


Bu da başka bir tane. Bu yazıyı okuyanlara notum, giden uçakların arkasından el sallasınlar.
Bir de yazımın içindeki linklere tıklayanlar uçaklar hakkında bazı bilgilere ve son bir hafta içindeki uçuş bilgilerine erişebilirler. Daha eskisi için "Flight Radar 24" sitesi ücretli abonelik istiyor.

Yeni hobim olan uçak avım başka zamanlarda devam edecek.

Sanal Dünya

Bir önceki yazımda herkesin telefonlarla uğraştığını ve kendini akıllı sanan ama gerçekte koskocaman bir aptal olan bir neslin yetiştiğinden şikâyet etmişti ben. Biraz önce başka bir sitede ahanda bu şiiri buldum. Şairi aslında yazımı çok ama çok güzel özetlemiş.
Şimdi aynı şiiri buraya da taşıyorum. İyi okuyun:

Sanal Dünya

Bu dünya yalan bak evlat
Sen sanal dünyada tur at
Çekilir mi yalnız bu hayat
Oluyorsun hep sanalda rahat

Çocuklar bilmiyor körebe saklambaç
Diyor ki bana internetten oyun aç
Uyusana evlat saat kaç
Yarın oyna sokakta maç

Gençliğin elinde cep telefonları
Mesaj yazarken kırılacak parmakları
Kulağından çıkartmıyor kulaklıkları
Yok mu sizlerin gerçek arkadaşları

Yemek tarifi alır sanaldan
Hiçbir şey öğrenmedin mi anandan
Alışveriş yapmayı bilmez pazardan
Kalk artık bilgisayar başından

Sanalda gezer ne ararsın
Tanımadığına inanma yanarsın
Unutma hayattadır senin tadın
Bilgilenirsen oluyor farkın

Dursun Begel

Ne dersiniz sevgili okuyucularım, Dursun Bey bu şiiri kâleme almakta ve Posta Gazetesine yollamakta haklı mı haksız mı?
Cevaplarınızı bekliyor ben.

Kitap Bir Dakika Cep Üç Saat

Hani bir zamanlar bir şarkı vardı hatırlar mısınız?
Seninle bir dakika mutlandırıyor beni, bir dakika siliyor canım yıllarım hasretini.
Bu şarkıyla 1975 yılında Eurovision Şarkı Yarışmasına katılmış ve sadece 3 puanla yarışmanın sonuncusu olmuştuk.
Sanki bir dakikada okuduğumuz bütün kitapları hatmediyormuş gibi oldu bu sabah.
Bunu hatırlatmamın sebebi biraz sonra okuyacağınız yazıyla alakalı. Çünkü malesef aynen sayın Semiha Yankı'nın söylediği şarkıdaki tükenmez hasretten kurtulup birbirimize kavuştuğumuz gibi sözlerini biraz değiştirirsek hayatımıza sülük gibi yapışarak giren akıllı telefonlardan sıyrılmaya zaman bulabilirseymişiz kitap okumaya günde sadece bir dakika ayırıyormuşuz.



Efenim bu yazımdaki araştırmanın konusu İngiltere merkezli "We Are Social"adlı kuruluş üşenmemiş araştırmaktan geri kalmamış ve bu yılki raporuna göre akıllı telefonlarla günde ortalama iki saat ellidokuz dakika, televizyon karşısında da iki saat ondört dakika zaman geçirdiğimizi ortaya çıkartmış.
Kitap okumaya ise günde sadece bir dakika ayırıyormuşuz. Üstelik kitap okumak bizim ihtiyaç listemizde ikiyüzotuzbeşinci sıradaymış. Yani lisan-ı münasibe göre aklımıza çok zor geliyormuş.
Biraz daha derine inersek yetmişbirmilyon mobil kullanıcının yüzde yetmişbeşinin akıllı telefonu varmış, bunlardan kırkikimilyon kullanıcımız da akıllı telefondan sosyal medyaya girmekteymiş.
Ayrıca mobil alışverişte Almanya Japonya ve Fransa'yı geride bırakmışız.


Geçen yıl bu zamanlar bir "Kürk Mantolu Madonna" hadisesi ve tantanası çıkmıştı, üstelik sayın Sabahattin Ali bu kitabı yazdığında birkaç yıl öncesinin müzik ikonu Madonna henüz dünyaya gelmesine onbeş yıl olduğunu bilmeyen câhil bir nesil yetişmişti.
Ben bilmeyenler için hatırlatayım, "Kürk Mantolu Madonna" 1943'te yazıldı, bizim bildiğimiz "Madonna" veya tam adıyla "Madonna Louise Veronica Ciccone" ise 16 Ağustos 1958'de dünyaya geldi.
Yukarıdaki resimdeki Madonna'nın resmi zamanın eleştirmenlerinin uydurduğu bir kapaktır, asıl başlık değildir.
Google Amca'da bile bulunan ahanda işbu malûmatfuruşu bile araştırmamıştık. İşin en acı yanı da buydu.

Yazının Özeti
Malesef kitap okumayı okulla sınırlı bırakmışız. Yollarda görüyoruz, toplu taşıma araçlarında herkesin elinde bir akıllı telefon. Kitap okuyan hak getire.
Hani bazı büyüklerimiz yeni neslin çok akıllı olduğunu söylüyor ya, külliyen yalan.
Akıllı telefonlar malesef yarım olan aklımızı aldı götürdü.

25 Eylül 2017

Atatürk Havalimanı Uçak Günlüğü - 25 Eylül 2017

Bu sefer fazla uçak avlayamadı ben. Havanın kötü olması ve kameramın görüş açısının kısıtlı olması ve menzilinin de yağmur sayesinde kısalması yüzünden çok da matah uçaklar yok bugün.
Ama yine de birkaç uçakla içinizde seyahât arzusunu uyandırmayı düşünüyor ben.


İlk olarak ışık yansımalı bir Kırmızı Kuyruk. Arkadaki ışık Dolunay değil, ya camdan yansıyan mekânın ışığı, ya da uçağın ön tekerleğinden gelen ışık.


Atatürk Havalimanı'na tekerlek koymuş başkaca bir Kırmızı Kuyruk.


Bu da Star Alliance formalı kuyruğunun rengi kırmızı olmayan bir uçağımız.


Başka bir Kırmızı Kuyruklu uçağımız ağaçlıkların arasından Atatürk Havalimanı'na inmek üzereyken.


İlk paylaştığım resme benzeyen başka bir resim. Bugün gökte Dolunay yok, kuyruğun arkasındaki yuvarlak ışık bulunduğum camı kapalı mekânın camdan yansıyan ışıkları.


Aslında bunu en başta paylaşmam gerekliydi, çünkü bugün ilk avladığım uçak TC-JYF kuyruk tescilli Çırağan adını taşıyan olandı.
Resmi çekerken TK-1049 seferiyle Constanta ve Varna ringinden geliyordu. Yazıyı yazdığım zamana kadar önce TK-708 ve TK-709 seferiyle Karaçi'ye, ertesi sabah kuşluk vakti TK-2510 ve TK-2511 seferleriyle Bodrum'a sefer yaptı, Flight Radar 24'ten sorguladığımda da TK-612 seferiyle Kigali'ye sefer yapmaktaydı.

Hoş Geldin Sonbahar

Evet sonunda Sonbahar geldi. Yine yaz mevsimini doğru düzgün yaşayamadan hem de bu yıl.
Çünkü yazın hatırlarsınız, İstanbul'a iki sefer dolu yağdırmak gibi bir hata yaptı 2017 yılının yaz mevsimi.
Hava artık erken kararmakta. Bakınız alttaki çektiğim resim:


Dün saat 19:00 ve Atatürk Havalimanı çevresi flaşsız çekimde böyle görünmekte. Bunun bir de flaşlı versiyonu var, o da huzurlarınızda:


Yakın zamanda yağmurun resimlerini de paylaşacak ben.