Bu Blogda Ara

Sayfalar

21 Mayıs 2011

Elveda Sanat Işığı ... Seni Fen'in Karanlıklarıyla Değişiyorum

İşte bu yıl da tiyatro maceram bitti :-((
Karanlıkta komedi yapmaya çalıştık, fakat zaman geçince her karanlığın bir sonu olacak ve o karanlık aydınlıkla yer değiştirecekti, netekim elektrikler gelince ortalık bir aydınlandı ki sormayın ...
Sen yanmazsan ben yanmazsam nasıl çıkacak karanlıklar aydınlığa?
Hiç birimiz yanmazsak elektrikler yanacak en azından.

Yanmamız bir şey değil, son bir ay kala dahil olduğum proceye sahiplenince ayrılabilmesi kolay olmuyor hemen tabi ... Bu yılki hikâye de gururla özgeçmişime eklendi.


Bugünkü temsilimizde tribünde sahneye sevdalı misafirlerimiz vardı. Gerek son temsil olması, gerekse misafirlerimizin özel durumları, gerekse resimlerimizin çekilmesi son kısımdaki perdeyi kapatmamı engelledi.
Belki de böylesi çok daha iyi oldu, biz kadro olarak perdelerimizin her yıl açık kalmasını dilerdik, her ne kadar batıl inançlarım olmasa dahi bu akşam perdenin açık kalması belki gelecek yıllar için bir işaret bizim için.

Sonuç olarak sahnelerimizin kapanmaması ve her yıl başka bir hikâyeyle karşınıza çıkmak en büyük dileğimiz, ben her zaman derim ki insanın içine bir defa sahnenin tozu girdi mi çıkartması kolay olmuyor, resmen insana bağımlılık yapıyor, aynen sigara gibi :-))

Tembellik

Bugün aslinda tembelliğim üstümde ...
Nedense içimden çalışmak gelmiyor, aslinda bir sürü işim de var.
Akşama tiyatroda son temsilimiz de var.

-Altı ay çalışıp da sadece altı temsil vermek ne kadar akıl karı onu da bilmiyorum-

Canım da nasıl da kahve çekti ... Şimdi olsa da içsek hep birlikte ... Bakmayın kahve gerçekten bahane, maksadım sadece yalnızlığımı paylaşacak bir arkadaş bulmak.
Ama dükkanda bunu yapabilecek bir kişi bile yok :-((

Biliyorum yine sudan çıkmış balığa döneceğim ama her karanlığın bir aydınlığı var.
Zaten bir şeyin karşıtı olmasa bu şeyin değerini bilmemizi önler.

19 Mayıs 2011

Ondokuz Törenleri

Off ki ne offf :-((
Aslinda bugün bayram, hem de büyük bir bayram :-))
Ama ben hala dükkanda el-alemin götünü sevindirmekle meşgulüm :-((
Sanki mesai sonrası yapacaklarım için izin almak zorundaymışım gibi, normal şartlarda mesai saatim doldu, hala dükkandayım ama :-((
-Sözüm ona akşama tiyatrom var, ama yetişemeyeceğim galiba-

Sevinsinler garibanlar, gün gelecek hepsiyle hesaplaşacağım, ve bu hesaplaşmam çok ağır ve derin olacak.
Nice Ondokuz Mayıslar, Yirmiüç Nisanlar, Bir Mayıslar, Büyük Perşembeler, Doğuşumlar, hepsinin intikamları ayrı ayrı alınacaklar.
Biliyorsunuz intikam soğuk yenen bir yemektir. Ben de soğutuyorum işte :-))

Netekim saat bayağı geç kaldı, yetişemiyorum :-((
Affet beni hocam, sözümü tutamadım.

15 Mayıs 2011

Tiyatro Hayatın Aynası

Belki bu başlığı daha önce de kullandım, belki de klişeleşmiş bir laf, ama bu yıl sahneye koyduğumuz hikayenin ana fikrini ortaya çıkarınca adını biraz değiştirmek lazım gerektiği aklıma geldi:
"Yalancının Mumu Yatsıya Kadar Yanar"
Eminim ki izleyince göreceksiniz, bir elektrik kesintisi bir insanın hayatının akışını hangi taraflara sürüklediği ve aslinda yalanlarla kurulu bir gecenin nasıl kabusa dönüşebileceğini ...
Hayat aslinda çok acımasızdır, önce sınavını yapar, sonra dersini verir.
Sınavda başarı sağlayamazsan dersini öyle ağır veriyor ki, anlıyorsan bile çok geç kalmış sayılıyorsun ne yazık ki :-((

Meraklısına Önerim:
Temsillerimiz Altan Erbulak Sahnesinde, 16 - 18 - 19 ve 21 Mayıs akşamları saatler 21:00'i gösterirken.
Bizi yalnız bırakmayacağınızı umar ve gelen herkese iyi eğlenceler dilerim :-))

Gördüğünüzde ne demek istediğimi anlayacaksınız, şimdilik fazlama açıklama yapmayacağım.