Bu Blogda Ara

Sayfalar

25 Ekim 2014

Stilistlik

Fark ettiniz değil mi sevgili okuyucularım?
Benim yazdıklarımı okumaktaysanız son zamanlarda giyim konusunda da bir şeyler karaladığımı hepiniz görmektesiniz.
Biraz geç oldu ama sanırım size verdiğim sözü tutmaya başlamışım demek ki.
Hatırlıyor musunuz ilk yazdığım yazımı?
Size her şeyden bahsedeceğimi yazmıştı ben. Ama el atmadığım bir tek giyim kamıştı, o da tamam oldu.


Şimdi ise yeni ilgi alanım olan stilistlik üzerine bir yazıyı paylaşacak ben.
Malûm-u aliniz ki kıyafet seçmek bir dert çok kişi için.
Bir de seçtiğiniz kıyafetlerin üzerinizde nasıl duracağına karar vermek de başka türlü bir dert.
Size sadece onbir maddede özetleyebileceğim bir derste değişik kombinler yakalatabileceğimi umuyorum.


T-Shirt'lerinizi gelişigüzel şekilde pantolonunuzun içine sokun.
Normâlde dışarıda durur ama ben gayri nizami olsun, yani bir kısmı içeride diğer kısmı dışarıda.
Uzun bir kazakta da aynı yöntemi uygulayabilirsiniz.


İnce bir kazağı rast gele sıkıştırın. Hiç sağına soluna bakmayın, ama az biraz nizam da olsun.


Günlük tarzda gömleklerinizin kollarını katlayın, ama katlamaya en uçtan başlamak yerine tüm kolu dirseğe kadar çekip dirsekte kıvırın.
Aynı yöntemi gömlek ve hırkaya katmanlı görünüm vermek için de uygulayabilirsiniz.


Benzer bir yöntemle uzun çizmelerinizin içine geniş paçalı pantolonlarınızı da giyebilirsiniz.
Önce paçaları bileklerinize kadar kıvırın, sonra yanlardan üzerine sıkıştırın, üstüne de çoraplarınızı giyin.


Tek parça elbiselerinizi "Etek - Bluz" tarzına dönüştürmek için belinize ceketlerinizi sarın.
Bu yöntem belinizi ortaya çıkartır ve üzerinizdeki elbiseyi farklı renkli bir kumaşla canlandırır.
Ayrıca hava soğursa üzerinize giyebileceğiniz bir kıyafetiniz daha oldu. Bir taşla iki değil üç kuş.
Not: Aynı yöntemi ben de uyguluyorum ve son derece rahat. Size de tavsiye eder ben.


Daha fazla salaş bir görünüm elde etmek için gömleklerinizi eteklerinin sadece bir kısmını pantolonunuzun içine sokun.
T-Shirt ve kazaklarınız gibi.


Pantolon paçalarınızı sadece birer kat katlayın. Ama dar paçalılar için geçerli, geniş paçalılar olmaz.


Eteklerinizin veya pantolonlarınızın içlerine soktuğunuz gömleklerin üzerlerine kemerlerinizi bağlayabilmek için size bir yöntem:
Önce gömleği uçlarından bel hizasında bağlayın, sonra her tarafını eteğinizin veya pantolonunuzun içine sokun. Böylece gömleklerinizin çok sıkı veya dar gözükmelerini önlemiş olursunuz.
Bundan sonra kemerlerinizi bağlayabilirsiniz.


Eğer kazak, t-shirt, gömlek veya bluzlarınızı etek veya pantolonlarınızın içine taamen soktuysanız ardından kollarınızı havaya kaldırın.
Böylece üst kısımlarınız az ama yeterli bir kısmı dışarı çıkacaktır.


Bazen gömleklerinizi dışarıda bağlamak içeride olmasından daha güzel durur.


Eğer boy kompleksiniz varsa ve elbiseniz de uzunsa daha uzun boylu gözükebilmeniz için elbisenizin üzerinde uzun fular veya atkı kullanın.
Okuduğunuz için teşekür eder ben, işte bu da yazımın kaynağının adresi, görmek için tıklayınız.

Günün Yirmi Dört Saate Taksimine Dair Kanun

Bizi düşünen milletvekillerimizin bizim için ne kadar çok çalıştıklarının kanıtı. İşbu vesileyle günlük hayatımızı kaç parçaya bölmemiz gerektiğini bize öğreten kanun.
Biz şimdi "Günü yirmibeş saat yaşamak istiyoruz" diye talep etsek olmaz. Kanuna karşı boynumuz kıldan ince.

Huzurlarınızda işbu kanunun ilk hâli efenim.

Günün Yirmidört Saate Taksimine Dair Kanun
Kabûl Tarihi : 26 Kanun-u Evvel 1341 (26 Aralık 1925)
Resmi Gazetede İlanı : 2 Kanun-u Sani 1342 (2 Ocak 1926) Sayı : 260

Birinci Madde
Türkiye Cümhuriyeti dâhilinde gün gece yarısından başlar ve saatler sıfırdan yirmidörde kadar sayılır.
İkinci Madde
İzmit civarından geçip Griniçe (Greenwich) nazaran otuzuncu derecede bulunan nıfsınnehar dairesi bütün Türkiye Cümhuriyeti saatleri için esastır.
Üçüncü Madde
İşbu kanun neşri tarihinden muteberdir.
Dördüncü Madde
İşbu kanunun ahkâmını icraya İcra Vekilleri Heyeti memurdur.
26 Kanun-u Evvel 1341 ve 9 Cemazi El Ahir 1344


Cumhuriyetin ilanından sonra Türkiye Cumhuriyeti Hudutları dahilinde "Saat Kaç" sorusuna muhatap olan herkesin aynı cevabı verebilmesi ve Dünya Sistemine uyum sağlanabilmesi bakımından oldukça önemli bir merhâledir.
Çünkü bu kanun çıkmadan önce her kasabanın ve köyün ayrı bir saati vardı ve saatlar Akşam Ezanı'na göre ayarlanırdı.
Sonradan her yıl beklediğimiz ve gün ışığından daha fazla yararlanabileceğimiz Yaz Saatinin uygulanabilmesi için kanunda küçük bir değişiklik yapıldı.
Şimdi de kanunun yeni hâlini arz ediyor ben.

26.12.1925 Tarihli ve 697 sayılı Günün Yirmidört Saate Taksimine Dair Kanunun 2153 Sayılı Kanunla değişik İkinci Maddesinin değiştirilmesi hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin değiştirilerek kabûlü hakkındaki kanun

Kabûl Tarihi : 6 Aralık 1984
Resmi Gazetede İlanı : 15 Aralık 1984 Sayı : 18606

Birinci Madde
697 Sayılı Kanun'un değişik ikinci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
İkinci Madde
Griniç'e göre otuzuncu derecede bulunan boylam dairesi bütün Türkiye Cumhuriyeti saatleri için esas alınır. Ayrıca başlangıç ve bitiş tarihleri belirtilmek ve bir saati aşmamak kaydıyla yaz saati uygulamaya Bakanlar Kurulu yetkilidir.
Geçici Madde
2 Şubat 1984 tarihli ve 2977 sayılı "İdari Usul ve İşlemlerin Yeniden Düzenlenmesi İle İlgili Yetki Kanunu" ile Bakanlar Kurulu'na verilen kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisi 26 Aralık 1925 tarihli ve 697 sayılı "Günün Yirmidört Saate Taksimine Dair Kanun" için adı geçen kanunla verilen süre bitimine kadar geçerlidir.
Üçüncü Madde
Bu kanun yayınlandığı tarihte yürürlüğe girer.
Dördüncü Madde
Bu kanunun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.


Diyanet İşleri Başkanlığı'ndaki sayfada da aynı kanunu bulabilirsiniz. Tam metin için tıklayınız.
Ayrıca Ekşi Sözlük'te de konuyla alakalı birkaç yazı bulabilirsiniz. Ekşi Sözlük'te yazılanları kısa yoldan görmek ve okumak için tıklayınız.

Yaz Essahtan Bitti

Bugün her yıl özlemle beklediğimiz "Yaz Saatleri"nin son günü.
Yarın sabah güneş bir saat daha erken doğacak gibi hissediyorsunuz değil mi?
Aslında hiç de öyle değil. Yine aynı saatta doğuyor. Biz sadece kendimizi avutmaktayız.
Ama tabi gözlerden kaçırılmaması gereken bir konu daha var ki akşamları da birer saat erken batacağına ne buyurulur?


Sözün kısası bu yazımda sizi romantizme sürüklemeyecek ben.
Gelgelelim güneş ışığından bugün son kez daha fazla yararlanacağız. Tabi eğer Güneş bizimle buluşmaya gelirse elbette.
Onun için yazın son gününü keyifli geçirmeye çalışın, çünkü beş ay boyunca günışığından daha az yararlanabileceğiz.
Hade balakım gelecek yılın yaz saati uygulamasına kadar hepiniz sağlıkla kalın tek parça kalın, kalın giyinin ki üşütmeyesiniz.

Fırtına

Cumhuriyet Bayramı yaklaşıyor ya, havada fırtına kopmasının zamanı geldi demektir.
Yıllardır dikkât ediyor ben ki her yıl bu zamanlar havanın vaziyet-i umumiyesinde mutlaka ama mutlaka bir fırtına olmasa bile bir serinlik çöker.
Şunun şurasında Kış Saati'ne çok fazlama bir zaman kalmadı geçmemize.
Belki de siz bu yazdıklarımı okuduğunuzda saatlar birer saat geri alınmış bile olabilecek.

Bir de her şeyi önümüze tam olarak sermiş gibi bizden kendisine bağımlı olmamızı istiyor hayat.
Emin olun şu anda İstanbul'da rüzgâr çıktı, doğal bir süreç ama Cadde-i Bağdad'da ağaçların yaprakları bu fırtına sayesinde yerlerde çevre kirliliği oluşturmakta.
Tabi bir de ara sıra yağan yağmur da cabası.
Ne diyelim, zamanı geldi bu fırtınanın.

21 Ekim 2014

Kazak Taym

Havalar artık soğumaya da başladı, yavaş yavaş kazak mevsimi geliyor.
Ben de bu yazımda biraz kazak modelleri istedim.


İşte böyle güzel bir kazak her ne kadar palto olmazsa olmaz ama iç mekânlarda da palto giyilmez.
Yalnız bu kazağa 40$ fiyat biçmişler. Eder mi bilmem ama.


Ya da şöyle şal modeli bir kazak, en azından ısıtmasa bile üşütmez.
Bu kazak da 68$.


Bir de böyle palto gibi olanını da buldu ben, mini etekle güzel bir kombin olmuş.
Bu palto kazak da 78$'mış.
Resimler Nastygal'den gelmiştir.

Mor - Civert

Aslında dünya üzerinde Morcivert adlı bir renk yoktur.
Dünkü yazımın birinde size bugün için bir konuğum olabilir mi demiştim, işte size kendisinin dergi çekiminden resimlerle başbaşa bırakıyorum.


Huzurlarınızda Magdalena Frackowiak'ı takdim ederim.


Bu resmi dün paylaşmıştı ben zaten, fazlama ayrıntıya giremem şimdi.


Bir kadından ancak böyle erkek olabilirdi.


Kendisi 6 Ekim 1984 günü Gdansk'ta dünyaya gelmiş bir Terazi Burcu Kadını.
Gdansk Polonya'ya bağlıdır.


Bir kadın için oldukça uzun sayılan (1.80) boyu benden bile daha uzun.


Onaltı yaşında annesinin resimlerini Varşova'daki bir ajansa yollaması ve ajansın seçmelerinde başarı göstermesi sonucu bugünlere gelmiş.


Bugüne kadar birçok defilede mankenlik yapmıştır ve 2013 yılında en çok arzulanan kadınlar listesinde 23th sıraya kadar yükselmiştir.


Bu resimlerde sarışın olduğuna bakmayın, kendisi kumral ve ela gözlüdür, sarışınlığı çakma yani.


Bir küçük tavşanın ürkekliği karşısında tavşanı teselli ederken.


Size dünyaca meşhur ve çıkması her yıl özellikle beklenen Pirelli Takvimi'nde 2011 yılında Karl Lagerfeld'in çektiği resimlerle mankenlik yaptığını söylemiş miydim?


Tabi bir de Victoria's Secret macerası da var, 2010, 2012 ve 2013'te Victoria's Secret için de mankenlik yapmıştır.


Bugüne kadar Vogue Dergisi'nin çeşitli dillerindeki nüshalarında kapak mankenliği yapmıştır.
Vogue Paris ise kendisini İkibinli yılların en çok aranan otuz mankeni arasında göstermiştir.


Buradaki resimleri Zuza Krajewska ve Bartek Wieczorek tarafından Pani Dergisi'nin 2012 yılının Eylül sayısı için çekilmiştir.

Çiş Taym

İşemek, yani çiş yapmak, ya da bilimsel adıyla idrarını boşaltmak aslında özellikle kışın çok önemli bir ihtiyacımızdır.
Çünkü kışın hava soğuduğu için terleyemeyebiliriz ve terleyemeyince vücûddaki fazlalık sıcaklığın sağladığı suyu dışarı atmamız ancak çişimizi yapmakla mümkünatı vardır.


Ama çişimizi sadece tuvaalette yapmalıyız, sağda veya soldaki sokak kenarlarında değil.
Aksi hâlde rezil olma riskimiz vardır, aynen yukarıdaki resim gibi.
Bu arada bu tabele de çok ziyadesiyle yaratıcı yapılmış, yapan her kimse alkışı hak ediyor.

20 Ekim 2014

Morcivert

Renkler çok önemlidir.
Bugün size biraz mordan bahsedecek ben.
Mor, çünkü ben moru çok severim.


Genel olarak bunalımın rengi derler, ama aynı zamanda menekşelerin de rengidir.
Her ne kadar ara bir renk de olsa mavi ile kırmızının birleşmesi, daha doğrusu karışması sayesinde hayatlarımızda yer almıştır.


Açık morla başlıyoruz, aslında tam mor sayılmaz bu.
Yine de sayfada bulunmasında herhangi bir sakınca göremedi ben, ya siz?


Morun birlikte taşınabildiği bazı değişik renkler vardır, bunlardan biri de yeşildir.
Ama bu resimdeki gerçekten mor mu yoksa ışıklandırmadan mı mora çalıp çalamadığını anlamadı ben.


Başlıktaki Morcivert böyle bir şey olmalı, aynen sevgili Yonca Evcimik'in "Yoncimik"i gibi. Lâkin konumuz dahilinde kendisinin rolü bulunmamakta, gel gelelim bir gün kendisini sayfamda konuk etme şansım olur mu?
Pani Dergisi'nin 2012 yılının Eylül sayısından kalma bu resimde Magdalena Frackowiak modellik yapıyor.
Yarınki yazıma konu da çıktı, acaba Blog'uma konuk olur mu? (Bekleyin görün)


Mor renk iş dünyasında da zevkle taşınabilen bir renk, netekim siyahla güzel bir uyum içerisindedir.


Üstelik siyahla kombinlendiğinde çok harika bir görüntü oluşturuyor.
Madeleine güzel bir tarz yakalamış, bir gün bu firmadan bir takım tanıtım yapacak ben.


Ha aklıma gelmişken, mor renkten Üç Harfli Stayl olmayacak mı?
Tabi ki olacak, hem de âlâsıyla =)))
Oui. (Evet)


Son resmimiz Emilio De La Morena'dan.
Bazen modacılar da şaşırıyorlar renkleri, yoksa nasıl açıklayabilirdim buradaki tuhaflığı?
Sizce bir mantık hatası yok mu bu resimdeki mankenimizin taşıdığı elbisede?
Bence günün değişken tarzı bu olsa gerek.

Yazın Son Haftası

İçinde bulunduğumuz hafta sonunda saatlar birer saat geri alınacak.
Onun için Güneşten ve ışığından daha fazla yararlanabilmek için son hafta bu hafta.
Bence bu güzel hafta iyi ve hakkıyla değerlendirilmeli kanımca.


Kolay değil tabi Kuzey Yarımküre'ye Kış iyice gelmek zorunda.
Kuzey Yarımküre Kışı yaşamazsa Güney Yarımküre Yazı nasıl yaşayacak?


Kış Günlerimiz hayırlı uğurlu ve bereketli olsun.
Darısı gelecek Yazın gelmesinin başına.

Beyaz

Kışın beyaz giyilmez aslında. Zaten bu yazımda kıştan bahsedecek değilim.
Hem her ne kadar kış bile olsa ara sıra beyaz giymeden olmaz.
Belki dışarıda giyilemese dahi iç mekânda muhteşem bir görüntü verecektir.


Örnek olarak şöyle geniş paçalı bir pantolonlu modelde şık ve zarif bir görüntü elde edebilir, karşılaştığınız birileri üzerlerinde hoş ve kalıcı bir etki bırakabilirsiniz.


Ya da örneğin bu kadar yüksek topuklarla yeni doğmuş zürafa yavruları gibi yürümeye çalışırken erkeklerin yürümenize yardım etmek maksadıyla başlayan ve sonu hamile kalmanıza erişen bir yolda ilk adım olarak en azından kolunuza girmelerini sağlayabilirsiniz.


Dünyada tüm renkler kirlenmişti, birinciliği beyaza verdiler.
Siz siz olun hayatınızda beyazla başladığınız sayfaları kargaşalı renklerle doldurmayın.